بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُواْ بَلْ جِئْنَٰكَ بِمَا كَانُواْ فِيهِ يَمْتَرُونَ ٦٣

Yok dediler biz sana onların şekkedip durduklarını getirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَتَيْنَٰكَ بِٱلْحَقِّ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ ٦٤

Ve sana emri Hakk’ı ile geldik, emin ol biz sadıklarız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِّنَ ٱلَّيْلِ وَٱتَّبِعْ أَدْبَٰرَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنكُمْ أَحَدٌ وَٱمْضُواْ حَيْثُ تُؤْمَرُونَ ٦٥

Hemen gecenin bir kısmında ehlini yürüt ve sen arkalarından git ve içinizden hiç bir kimse ardına bakmasın, emrolunduğunuz yere geçin gidin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَضَيْنَآ إِلَيْهِ ذَٰلِكَ ٱلْأَمْرَ أَنَّ دَابِرَ هَٰٓؤُلَآءِ مَقْطُوعٌ مُّصْبِحِينَ ٦٦

Ona katî olarak şu emri vahyettik: sabaha çıkarlarken şunların arkaları katiyyen kesilecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَجَآءَ أَهْلُ ٱلْمَدِينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ ٦٧

Şehir ahalisi de haber alıp keyf içinde gelmişlerdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ ضَيْفِى فَلَا تَفْضَحُونِ ٦٨

Amanın dedi onlar benim müsafirlerim, artık beni rüsvay etmeyin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ ٦٩

Allah’tan korkun, beni utandırmayın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُوٓاْ أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ ٱلْعَٰلَمِينَ ٧٠

Seni dediler, âlemden nehyetmedikmi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ هَٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِىٓ إِن كُنتُمْ فَٰعِلِينَ ٧١

Tâ şunlar kızlarım, eğer yapacaksanız dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَعَمْرُكَ إِنَّهُمْ لَفِى سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ ٧٢

Resulüm! ömrüne kasem olsun ki hakikaten onlar serhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّيْحَةُ مُشْرِقِينَ ٧٣

Derken işrak vaktine girdikleri sırada bunları o sayha tutuverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu